Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hakkında açılan soruşturmaya ilişkin olarak, “Bugün Türkiye’nin içinde var olduğu duruma ilişkin tespit yapmak, yani Türkiye’nin hukuksuzluğuna atıfta bulunmak, eğitim sistemindeki sorunları ortaya koymak ya da ekonomide yaşanan zorlukları ifade etmek, iktidar tarafından tehdit olarak algılanıyor ” ifadesini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TÜSİAD Genel Kurulunda, son dönem yaşanan tutuklamalar, ihraç edilen teğmenler, İliç ve Soma maden kazaları, deprem ve Kartalkaya yangını, İmamoğlu hakkında açılan dava, Ümit Özdağ’ın ve gazetecilerin tutuklanması gibi konular hakkında konuşan YİK Başkanı Ömer Aras hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma suçlarından” soruşturma başlattı.
Bir etkinlik nedeniyle Malatya’da bulunan Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Ömer Aras hakkında açılan soruşturmayla ilgili açıklamalarda bulundu.
“Hayatın her alanından insanların üzerinde baskının arttığını görüyoruz”
Karatepe, açıklamasında şunları söyledi:
“Türkiye’de çok uzun zamandan beri gittikçe artan otoriter rejimin izlerini ve baskıyı, toplumun her kesiminin üzerinde görüyoruz. Gazeteciler tutuklanıyor, belediye başkanları görevden alınıyor, meclis üyeleri gözaltına alınıyor, kayyımlar atanıyor vs. Hayatın her alanından insanların üzerinde bu baskının arttığını uzun zamandan beri biz zaten görüyoruz. Bugün Türkiye’nin içinde var olduğu duruma ilişkin tespit yapmak, yani Türkiye’nin hukuksuzluğuna atıfta bulunmak, eğitim sistemindeki sorunları ortaya koymak ya da ekonomide yaşanan zorlukları ifade etmek, iktidar tarafından tehdit olarak algılanıyor. Çünkü vatandaşın bu durumu net bir biçimde ifade edilebildiğine dair algısının oluşmasını istemiyor.
“Toplumsal muhalefetin güçlenmesinin engellenmesi”
T
“Toplumun tüm kesimlerine verilen bir mesaj”
Aslında burada sadece sermayeye ya da TÜSİAD üyelerine verilen bir mesaj yok; toplumun tüm kesimlerine verilen bir mesaj var. ‘Bakın, biz en güçlü olduğunu düşündüğünüz insanlara bile dokunuyoruz. Ona göre bu mesajı net bir biçimde alın’ kararıdır. Ama bu yeni bir şey değil. Yani bu iktidarın gittikçe otoriterleştiğini biliyoruz. Bu da sürdürülebilir bir şey değil. Türkiye’de bir an önce bu baskı rejiminin iktidarı kaybetmesi lazım. Bir an önce seçim olması gerekiyor ve vatandaşın tercihini sandık üzerinden net bir biçimde ifade edebilmesi gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi gölge bakanı olarak, son iki aylık dönemde 20’nin üzerinde şehri dolaştık. Türkiye’nin her yerinde çok ağır zor ekonomik koşullarda iş insanı zor durumda, emekli zor durumda, çiftçiler para kazanamıyor, çalışanlar ücret gelir elde ettikleri beslenme ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor.
“Sandığın vatandaşın önüne bir an önce gelmesi için de mücadele ediyoruz”
Dolayısıyla bu değişim talebinin, bir seçim talebinin çok güçlü bir biçimde Türkiye’nin her tarafında var olduğunu görüyoruz. Biz, sandığın vatandaşın önüne bir an önce gelmesi için de mücadele ediyoruz. Bu son zamanlarda ortaya çıkan, gittikçe artan baskı da aslında toplumdan gelen bu talebi biraz sönümlendirmeye yönelik, korkutarak sınırlamaya çalışmanın bir sonucudur diye düşünüyorum. Ama bütün bunların sonuç vermesi söz konusu olmayacaktır. Türkiye, o sandıkla çok kısa bir sürede karşılaşacaktır ve bugünkü otoriter rejimin görevine son verecektir diye düşünüyorum.” (ANKA)
More Stories
Çocuklar karda tepsilerle kayarak eğlendi
SON DAKİKA: Erzurum’da 4,4 büyüklüğünde deprem
Kağıthane Belediye Başkanı Öğretmenlerle Buluştu